AJİBA ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Seri ilanlar için arama yapabilirsiniz..

Kımsız ile Apsha

Evvel zaman içinde pireler berber, mandalar söğüt dalına yuva yapmış iken uzaklardan uzak, yakınlardan yakın bir yerde Apollon’un torunu, Miletos’un oğlu; Kaunos’un kurduğu bir kent varmış. Kıyısından geçen sazlı çayın eteklerine kurulmuş bir şehirmiş burası. Efsaneler bu çayın Kaunos’un kardeşi Byblis’in sonsuza dek akmaya mahkum edilen gözyaşlarından oluştuğunu anlatır..

Anlatır ama efsanelerde sır saklarmış. O sır efsaneye göre de; Herkesin bilmediği, senin gibi çok az kişinin bildiği, ikiz kardeşler olan Kaunos ile Byblis’in herkesten gizlediği Kımsız adında bir de kızları varmış. Kaunos herkesten gizledikleri kızını ve aşığını canı pahasına bile olsa koruyacağına kendi kendine yemin etmiş. Herşeyi duyan, bilen gören Tanrılar onların yasak aşklarına ve meyvesine çok kızmışlar. Kızı ile aşığını koruyacak Kaunos’un canını almışlar ama Kımsız ve annesini ölümsüzlük ile cezalandırmışlar. Bedenindeki canı aldıkları Kaunos’un ruhunu da kentine hapsedip, mezarından kızı ile aşığını çaresizce seyretmeye mahkum etmişler.

Kaunos ve Byblis yaptıkları hatanın cezasını itirazsız kabullenmişler ama Tanrılara yalvarmışlar. “Biz cezamıza razıyız, ama lütfen kızımızı affedin! Lütfen!”

Kızgın Tanrılar insafa gelmiş, kendilerine pişmanlık ile yakaran bu iki aşığın yakarışlarına acımışlar. Cezalandıracakları kıza her yaşamında bu cezadan kurtulabilmesi için bir şans sunmak adına ölümsüzlüğü verirken önceki yaşamından habersiz bir bedende doğup tekrar ölmeyi sonra tekrar doğup tekrar ölmeyi bahşetmişler. Ama bir bedende doğup yaşayıp ölen Kımsızın yüreğini bir bataklığa çevirip Kanuos ile Bylbis’in arasına gömmüşler, Bataklığı da yürek diye Kımsıza vermişler. Böylece kımsız bataklık yüreği ile mutsuz yaşayıp, mutsuz ölüyor tekrar doğuyor tekrar mutsuz yaşıyormuş.

Kımsız ebedi cezasından kurtulmak için yüreğindeki bataklığı sevgisi ile kurutacak insanı bulduğunda onu tanıması gerekiyormuş. Ama hiç bir yaşamında yüreğindeki bataklığı kurutacak sevgi insanını bulamamış.

Bu sır efsaneye göre aslında Byblis’in akan gözyaşları kızının yüreğini kurumasın diye sularmış. Çünkü bataklık kurursa toprak çatlar, gerçek yüreği bataklıkta yaşayan kızının canı yanar, azap çekermiş.. Byblis’de kıyamadığı kızının canı yanmasın diye yüksünmeden cezasına katlanır durmaksızın gözyaşlarını akıtmaya devam edermiş.

Aradan uzun asırlar geçmiş. Zaman kızı ile aşığını çaresiz seyreden Kaunos’un ruhunun hapsedildiği antik kenti de eskitmiş, insanlarını ise bir tarafa savurmuş. Günümüzde artık harabeleri kalmış bu koca ihtişamlı şehrin.. Byblis’in gözyaşları ise aynı ritimde akmaya, kızının yüreğini sulamaya devam ediyormuş. Kımsız ise her seferinde önceki yaşamından habersiz o topraklarda doğuyor, yeni bir mutsuz hayata başlıyor, yaşamı boyunca başka diyarlara gitse bile er geç kaderinin yazgısı olarak geri dönüyor ve o topraklarda mutsuz ölüyormuş. Zaman böyle geçmeye devam etmiş..

Oralardan çok uzak başka diyarlarda, canlar ülkesinden Apsha yaşarmış. O Tanrıların Tanrısı God’un sevgili kulu imiş. Apsha hep dermiş “God beni seviyor” çevresindekilerin bazıları ona “Denmez öyle şey!” diyerek kızar, kimileri ise “O bizi de seviyor” diyerek ona gülermiş. Apsha’da onlara içinden “Siz ne derseniz deyin, O, beni başka seviyor” dermiş sessizce.. Apsha garip biri imiş. Olmayacak işler yapar, kimi zaman olmayacak hayallerin peşine gider, kimi zaman çılgın maceralara atılırmış. Ama her seferinde de şansı yaver gider zorluklar ile karşılaşsa bile gene 4 ayak üzerine düşen bir kedi misali zorlu durumu lehine dönermiş. Hani eskilerin “onda şeytan tüyü var!” dedikleri kişilerden biri imiş. Çünkü God Apsha’yı severmiş..

Sonra ne mi olmuş ?.. Bilirsin, her masalın bir sonu vardır. Başta da yazmıştım, bu efsane sırlı diye. Bu masalın sonunu merak ediyorsan Kımsız ile Apsha’ya sorarsın..